Akdeniz’de tekne turlarıyla veya kıyıdan bir çok balık türü yakalanabilmektedir. Belki de amatör balıkçılığın en güzel yönlerinden biri de budur. Balık avından dönerken kovalarınız hiç bir zaman bir balıkçı tezgahı gibi olmaz. Eve döndüğünüzde kovanızda bir çok balık türü bir arada mutfağın yolunu tutarsınız. Akdeniz’de balık avında genellikle 8-10 çeşit balığı tek kovada bulmak mümkündür. Eğer tek balık türü hedefinizde ve ona uygun mera, yem ve olta seçimi yaptınız ise durum farklı olabilir. Biz de Antalya’da Belek bölgesinden denize açılarak şansımızın peşine düştük. Akdeniz’in balıklarından hangileri karşımıza çıkacaktı? Sonuç;
Akdeniz uzun bir sahil şeridine sahip ve onlarca balık türü avlarda karşınıza çıkar. Bazen bir levrek alırsınız akarsu ağızlarında, bazen de bir kaç çupra Bodrum açıklarında…
Antalya Serik bölgesinin balıkçılık konusunda duayenlerinden biri olan Süleyman Kaptan bize eşlik etti bu turumuzda. Onun tabiri ile (ki bizi inandırdı) bu bölgeyi avcunun içi gibi bilen bir rehber.
Denizin hangi noktasında ne var nerede hangi balık çıkar, neresi kumsal neresi kayalık; nokta atışı isabetli yönlendirmeleri oldu.
Süleyman Kaptan’ın tabiriyle son yılların en kötü balık günüydü. Doğudan esen rüzgar ve yoğun dip akıntısı bize istediğimiz avı yapma fırsatını vermedi. Akşama kadar yer değişikliği yapmak zorunda kaldık. Sadece biz değil, tüm tekneler bütün gün bir arayış içerisindeydi. Her yakından geçen tekneden aynı serzeniş ” Bu pazar balıklara da mı tatil kaptan?” Evet doğru bu gün sanki tüm balıklar da tatile çıkmış; yemlerimiz bir tık!! sesine bile hasret kalmıştı.
Ama bizim kaptan balık yakalama konusunda ısrarcıydı, bu gün eve boş dönmek yok diyerek tüm ihtimalleri zorlayıp, bize yetecek kadar balığı yakalamayı başarmıştı.
Eğlenceli ve bol hareketli bir günün sonunda kovamıza baktığımızda, miktar olarak çok olmayan ama rengarenk bir görüntüyle karşılaştık.
Bu renk cümbüşü içerisinde en çok dikkatimi daha önce görmediğim büyüklükte barbunlar çekti. İlk defa bu kadar büyük barbunlarla karşılaşmanın şaşkınlığı içerisinde ,yakaladığımız diğer balıkları incelemeye koyuldum.
Bana hiç yabancı olmayan mercan, kırlangıç balığı, ıspara, kupes, karagöz ve diğerleri.
Uzun süredir balık avlayan biri olarak ilk defa Trança ile karşılaşmam da beni oldukça mutlu etti. Kovadaki balık çeşitliliği, miktar azlığının yaratttığı olumsuz düşünceyi ortadan kaldırdı.
Kırlangıç balığının yüzgeçlerinin güzelliğini bilmeyenimiz yoktur. Oltanın ucunda rengarenk açılmış kanatlarının görselliği size çok güzel anlar yaşatır. Tabi çorbası da bir o kadar leziz olur.
Antalya’da yakalanılabilecek balıkların bir diğeri de barbundur. Bazen tüm oltalarınıza aynı anda takılarak size oldukça heyecenlı anlar yaşatan bu balık, genelde sürü halinde gezer. Bazen bir kaç dakika içinde bir sürü barbun yakalamanız mümkün olabilmektedir.
Nihayet kötü gün dostu balığımız ıspara.. Denizde kayalık alanlarda, kayaların üzerinde daha yemi tabana ulaştırmadan yok eden saldırgan balık. Genellikle çok büyük olmayan bu balıklar, günü kötü geçen amatör balıkçıların son durağı olur. Oldukça lezzetli olması yanında genellikle ilk tercih olmayan ıspara, diğer, balıkları yakalamayan balıkçıların evlerine boş dönmek istemediklerin de hedefi halini alır.
Akdenizin hamsisi kupes.. Kıyılarda küçük sürüler halinde dolaşn kupeslerin oldukça irilerine rastlamanız mümkün. 35 cm boylara kadar büyüyen bu balık kovamızdaki türlerden biri olarak yerini aldı.
Barbunlar çok fazla olmasa da bizi en mutlu eden balıkların başında gelir. Oldukça iri olan bu barbunlar da Akdeniz’in balıkları listesindeki yerini alarak tür zenginliğimize katkı sağladı.
Akdenizin balıkları elbette ki bu kadar değil. Bu kısır pazar gününde denizin bize sunduğu türler bunlar sadece. Her ne kadar çeşitlilik fazla olsa da balık popülasyonundaki azalma Akdeniz ölüyor mu? sorusunu aklımıza getirmiyor da değil hani.. Balık popülasyonundaki azalmaya ilave olarak, balon balığı olarak bildiğimiz fugunun denizlerimizde çok hızlı artması, bizleri gelecek için oldukça tedirgin ediyor.
Balon balığının miktarının artmasının yanında, farklı türleriyle de karşılaşılmaya başlandı. Balon balığıyla ilgili acil çözüm bulunamaması, başta Akdeniz olmak üzere denizlerimizde balıkçılığı tehdit etmektedir. Sanırım bu konuda en iyi çözüm Japonya’daki gibi özel eğitimli aşçılar yetiştirip, ekonomiye bu balığı kazandırmak olacak. Bir diğer seçenek ise çok pahalı olan Tetrodotoksin adı verilen ve ilaç sanayinde kullanılan bu zehri işlemek olabilir.
Unutulmaması gereken bir husus ise uzak doğuda güç gösterisi olarak yenilen bu balıkları denemekten kaçınmakta fayda var. Balon balıklarının balıkçılara verdiği zararları bir sonraki yazımızda bulabilirsiniz.