Balık avı çoğu kişi için hobiden öte bir uğraşı … Muğla’lı olmama ve 3 yıl Antalya, 4 yıl Kadriye ve de 3,5 yılda Kemer’de yaşamama rağmen balık tutanlara – kolay gelsin… -Rastgele… demekten öte pek bir şey gelmemişti elimden. Hatta bir seferinde Kemer’de bir olta takımı alıp Kemer girişinde bir yerlere gidip ki o zamanlar ne takım yapmayı ne de yem hazırlamayı bilmiyordum.
Hasbel kader ekmekle bir bir balık yakalayıp onu da tekrar denize bırakmıştım. 2011 yılında görev yaptığım okula atanan Arkadaş’la tanışıncaya kadar. Bir çok paylaşımımız la birlikte kendisi sağ olsun balık tutmayla ilgili bir çok şeyi bana öğretti. Tavuk göğsünden nasıl yem yapılır, iğne takımı nasıl yapılır ve nerede nasıl yem kullanılır, kaç numara iğne, kaç gram kurşun takılır hepsini öğretti. Kendisiyle birçok kere hem kıyıdan hem de denize açılarak balığa çıktık. Hatta gece bile denize balığa çıktık.
Şimdilerde denize 13 kilometre uzaklıkta Silyon tarafında bir tarla alıp başına da ev yaptırdım. Eşime de alıştırdım balık tutmayı ki yemleri hep o hazırlıyor. Çok sık olmasa da kıyıya Kadriye’ye balığa gidiyorum tek başıma ya da eşimle…
Şimdi birde 2 yaşında ki kızım merak sarmaya başladı balığa, ona da balık tutmayı öğretmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Hatırlıyorum da rahmetli babamla en yakın olduğum zamanlar birlikte ava gittiğimiz zamanlardı ki ben o zaman orta okuldaydım.
Ava gittiğimiz zamanlarda babam babalık kimliğinden sıyrılır bazen ağabey, bazen usta, bazen öğretmen ve bazen de arkadaş kimliğine bürünürdü. Sanırım onunla en yakın olduğumuz anlar avda olduğumuz anlardı. Şimdide kızlarımla aynı anları yaşamak adına kızlarımın büyümesini bekleyeceğim.
Hep öğrencilerime söylerim “Arkadaş Dediğin Hayra Götürür Şerre Değil, Şerre Götürüyorsa O Arkadaş Değil… “
Bana balıkla ilgili öğrettiklerin için, eşimle farklı paylaşımlar yaşamama vesile olduğun için, çocuklarımla farklı paylaşımlara vesile olacağın için ve de arkadaşlığın için teşekkür ederim Arkadaşım.
O.Ş. BÖCE