Antalya’da uzun yıllardır balık avlarım. Hemen hemen her türlü balık avlama tekniğini denemişliğim var. Mevsime ve şartlara göre en uygun olan balık avlama yöntemlerini uygulamaya çalışırım. Bazen tekneyle açılır mercan, barbun, mırmır gibi dip balıklarının peşine düşerim; bazen kıyıdan levrek, kefal türü balıkları hedef seçerim. Olmadı zıpkını kaptığım gibi kıyı kıyı dolaşırım. Her seferinde balık hevesimi alacak kadar balıkla eve dönerim.
Eve dönerdim…..
Bu hafta boyunca hemen hemen her avdan elim boş döndüm. Mevsim olarak balık avı için çok uygun olmayan bir dönemden geçtiğimizi de dikkate alırsak balık azlığından, fazla şikayet etmememiz gerektiğinin farkındayım. Asıl mesele , ben uzun yıllar bu kadar kısır bir av dönemine şahit olmadığıma dikkat çekmek istiyorum.
Hafta sonu tekne ile Kemer balıkçı barınağından açıldık. Uzun bir süredir bu bölgeden açılmamıştım. Önceleri az da olsa mercan, barbun benzeri balıklar alıyorduk. Bu defa, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda balık aldık. Yani tam bir fiyasko. Tekne kaptanı bu aralar yoğun olması gereken kolyoz balığının bile olmadığını; hiç bir zaman bu kadar kötü bir av dönemi geçirmediğini söyledi.
Diğer kaptanlardan aldığı bilgiye dayanarak Kundu bölgesinin de çok farklı olmadığını belirtti. Kundu bölgesinde tek tük mercana, geceleri de az da olsa kolyoza rastladıklarını öğrendik.
Gelelim Kadriye, Belek ve Boğazkent bölgelerine. Değişen bir şey yok, bir kaç yıl öncesinde dahi, kıyıdan da olsa en azından mırmır yüzleri güldürmekteydi. Kıyıdan avlananların kovası boş, tekneyle açılanlar ise mutsuz.
Manavgat, Alanya mı?
Bildiğiniz gibi. Balık yok!…
Belkide farklı yollar denemeliydik balık yakalamak için. Ben de öyle yaptım ve farklı av yöntemlerinden biri olan LRF’yi denemeye karar verdim.
Oltamı kaptığım gibi sabahın köründe düştüm yollara. Deniz hiç de benim umduğun şekilde karşılamıyor. Sakin ve dalgasız. Side’den başladım sahil boyunca yürümeye ve birkaç defasından sonra yemleri değiştirerek ilerledim. Acaba yolunu kaybetmiş bir levrek yada sabah uyku mahmurluğuyla oltaya gelecek şaşkın bir balık umdum ama nafile..
Kısmet bu ya; gele gele küçük bir trakonya takılıyor oltama.
Kıyı boyu ilerlerken dalış yapan bir zıpkıncıya rastlıyorum. Balık var mı? sorusuna hiçte beni şaşırtmayan bir cevap veriyor ” Ne gezer, sadece balon balığı var”. Evet o bela balıklar her tarafı sarmış durumda. Neredeyse yarım metre derinlikte bile artık oltanıza balon balığı takılabiliyor.
Sahil boyunca, kumsala sık aralıklarla sıralanmış ve oltasını suya salmış onlarca balıkçıda denizden gelecek nasiplerini bekliyordu. Ama nafile ortada balık yok… Sanırım hangi yöntemi denersek deneyelim, yeterli balık denizlerimizde olmadığından, elimiz boş dönmeye devam edeceğiz.
Antalya’da balık durumu konusunda yakın zamanda iç açıcı bir duyum almadım. Diğer illerimizde balık ne durumda? Balık yakalayabilen var mı merak ediyorum ve şu soruyu kendime sormadan edemiyorum:
Akdeniz’de balık nerede?
