Tehlikedeki Türler
İnsanlar doğanın dengesini çoğu zaman küçük ve önemsiz sayılabilecek çıkarları için bozmaktadır. Doğada, hava, toprak, su, bitki ve canlılarla sağlıklı bir çevre dengesi, kurulu bir düzen vardır. Bu düzeni biz akıl sahibi insanlar hep kendi çıkarlarımız doğrultusunda şekillendirmeye çalıştık. Bunu yaparken de diğer canlılara, bitkilere ve doğal oluşumlara yaşam şansı vermeyi göz ardı ettik. Bu insanlar lehine çalışmalarımız, yalnız hayvanlar arasında değil, insanlarda ve doğada da tamiri mümkün olmayacak hasarlar yarattı. Bizim çok büyük hasarlar verme gücüne sahip olmamız, bu gücü kullanma hakkı olduğu yanılgısının doğmasına neden oldu. Dengeyi lehimize değiştirmeye çalışırken aslında gelecekte aleyhimize bir duruma dönüşeceğini anlamamız zaman aldı. Bunu fark ettiğimizde ise bir telafi yönünde projeler üretme iradesi gösteremedik.
Doğayı yıkmada kullandığımız teknolojiyi, doğayı korumada ve onarmada da kullanma zorunluluğu ortadadır. Biz balıkçılara bu noktada düşen iş ise, nesli tükenmekte ve koruma altında olan türleri korumaktır. Bu türleri korumak için ise hangi canlıların koruma altında olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Ülkemizde koruma altında olan ve avlanması yasak olan türler şunlardır.
- Deniz Atı
- Deniz Kaplumbağası
- Deniz Aslanı
- Fok
- Yunus
- Mersin Balığı
- Büyük Camgöz
- Bazı Alabalık Türleri
Bu deniz canlılarının her mevsim avı yasaktır. Bunun yanında mevsimsel yasaklar da mevcuttur. Belirli dönmelerde bazı balık türlerinin avı yasak olurken; üreme döneminde tüm balıkların avı yasaklanmaktadır. Bazı bölgesel balık türleri de bu listeye eklenebilir.
Uymamız gereken bir kural da boy limitleridir. Balıkların türüne göre, farklı limitlerden küçük balıkların avlanması yasaktır. Bilinçli bir avcılık, sürdürülebilir bir balıkçılık için bu limitlere uymalıyız. unutmayınız ki, her kaçak avcılık geleceğimizden bir gasptır.
Tehlikedeki canlı türlerini korumak aynı zamanda doğayı, çevreyi korumayı da gerektirir. Bilinçsiz avlanmanın engellenmesinin yanında, suların ve çevrenin kirlenmesinin engellenmesinin de gerektiğini unutmayalım.
Greenpeace’ın sürdürdüğü projede olduğu gibi ”Küçük balık yoksa büyük balıkta yok”. Lütfen bilinçli davranalım.
