Balık avında zaman zaman beklenmedik süprizlerle karşılaşırsınız. Bu haftasonu, teknemizi ziyaret eden minik ahtapotta bu süprizlerden biri oldu. Her ne kadar kendi isteğiyle gelmese de bizlere güzel görüntüler sergiledi.
Bu güne kadar hiç hir ahtapotu bu kadar yakından ve canlı olarak inceleme şansım olmamıştı. Genellikle pişmek üzere çarşı pazardan alınan ve kocaman gri çok ta sevimli olmayanlarıyla karşılaşmıştım.
Balık avını bize unutturan bu küçük ahtapotun sevimliliğini sizlerle paylaşmak istedim. Vantuzlu ve kafasına göre oldukça uzun kollarının arasındaki perdeleri açtığında oluşturduğu bir örümcek görüntüsü, oldukça güzeldi.
Bu yıl ilk defa çıktığımız balık turunda önce şansımızı 200 metre derinlikte denedik. İlk denememizde aldığımız iki büyük balık bize umut verse de günün devamı oldukça kısır geçti. Hiç birimiz umduğumuz miktarda balığı yakalayamadık. Bu durumu hiç te dert etmedik.
Denize açılıp kıyıya baktığınızda karşılaştığının o manzara kilolarca balığa bedeldir. Öyle olmasaydı balı avı yerine balıkçıya giderdik. Balık trunda eğer yeterince balık yakalamışsanız işin tuzu biberi olacaktır.
Balık yok mu? Dert değil eve dönerken balıkçıya uğrar iki kilo alırsınız… Biz de çoğu zaman öyle yapıyoruz zaten. Balık turunda aldığımız keyifte bize kar kalıyor…
